31 Mart 2025 Pazartesi

Yoğurtlu Tarhana Çorbası Tarifi

Yoğurtlu Tarhana Çorbası Tarifi

Yoğurtlu Tarhana Çorbası için Malzemeler


- 1 su bardağı ev yapımı veya kaliteli hazır tarhana
- 4 su bardağı su (istenirse tavuk suyu da kullanılabilir)
- Yarım su bardağı yoğurt (tercihen süzme yoğurt)
- 1 yemek kaşığı un (isteğe bağlı olarak tam buğday unu)
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- Tuz (damak zevkinize göre ayarlayın)
- Karabiber (taze çekilmiş tercih edilir)
- Pul biber (isteğe bağlı olarak)

Yoğurtlu Tarhana Çorbası Nasıl Yapılır?


- Tarhanayı hazırlayın: Tarhanayı bir kaba alın. Eğer hazır tarhana kullanıyorsanız, direkt olarak suyla karıştırabilirsiniz. Ev yapımı tarhanayı 1-2 su bardağı su ile açarak, topaklanmaması için iyice karıştırarak bekletin.
- Yağları ısıtın: Orta boy bir tencerede tereyağını ve zeytinyağını bir araya getirip eritin. Bu karışım, çorbanıza zengin bir tat katacaktır.
- Unu kavurun: Üzerine unu ekleyin ve kısık ateşte 1-2 dakika boyunca kavurun. Unun kokusunu çıkarana kadar kavrulması yeterlidir; rengi hafif değişmelidir.
- Suyu ekleyin: Kavrulmuş unun üzerine 4 su bardağı suyu ekleyin ve karıştırarak kaynamaya bırakın. İsteğe bağlı olarak, burada tavuk suyu kullanarak daha yoğun bir lezzet elde edebilirsiniz.
- Tarhanayı ekleyin: Çorbanız kaynamaya başladığında, önceden hazırladığınız tarhanayı azar azar ekleyin. Tarhanayı eklerken sürekli karıştırarak çorbanın kıvamını ayarlayın.
- Yoğurdu ilave edin: Ayrı bir kasede yoğurdu biraz sıcak suyla çırpın, ardından bu karışımı çorbanıza ekleyin. Yoğurdu ekledikten sonra çorbanızın kaynamaya devam etmesini sağlayın.
- Baharatları ekleyin: Tuz ve karabiberi de ekleyin, damak zevkinize göre baharatları ayarlayarak lezzetini artırın. İsterseniz üzerine pul biber de serpebilirsiniz.
- Pişirin ve servis yapın: Çorbanız kaynadıktan sonra birkaç dakika daha pişirip ocağı kapatın. Sıcak servis yapın, yanında limon dilimleri veya kıtır ekmek ile sunabilirsiniz. Afiyet olsun! https://canligundem.com/yogurtlu-tarhana-corbasi-tarifi/

Spoonful Tatlısı Tarifi

Spoonful Tatlısı Tarifi

Spoonful Tatlısı İçin Malzemeler


Taban İçin:
- 1 paket çikolatalı bisküvi
- 2 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı
Kreması İçin:
- 2 su bardağı süt
- 2 yemek kaşığı un
- 2 yemek kaşığı mısır nişastası
- 1 çay bardağı toz şeker
- 1 tatlı kaşığı vanilya özütü
- 1 yemek kaşığı tereyağı
Üzeri İçin:
- Yarım su bardağı çikolata sosu
- Damla çikolata (isteğe bağlı)

Spoonful Tatlısı Nasıl Yapılır?


- Öncelikle çikolatalı bisküvileri rondodan geçirerek ince bir un haline getirin. Bu, tatlının tabanı için mükemmel bir temel oluşturacak.
- İnce un haline gelen bisküvileri bir kaba alın ve eritilmiş tereyağını ekleyerek iyice karıştırın. Karışımı kupların tabanına eşit şekilde paylaştırın ve bastırarak düzleştirin.
- Bir tencereye sütü, un ve nişastayı ekleyin. Ardından toz şekeri de ilave ederek çırpın. Tüm malzemelerin iyice karıştığından emin olun.
- Karışımı orta ateşte sürekli karıştırarak koyulaşana kadar pişirin. Bu aşamada sabırlı olun; karışımın pürüzsüz bir kıvama gelmesi önemlidir.
- Ocağı kapattıktan sonra vanilya özütünü ve tereyağını ekleyin. Tüm malzemeleri iyice karıştırarak kremanın lezzetinin artmasını sağlayın.
- Kremayı bisküvi tabanının üzerine dökün ve eşit şekilde dağıtın. Böylece katmanlar arasında mükemmel bir uyum yakalayacaksınız.
- Üzerine çikolata sosunu gezdirerek tatlının daha da lezzetli olmasını sağlayın. Sosun her yere eşit dağılmasına dikkat edin.
- Son olarak damla çikolataları serpiştirerek tatlınızın görünümünü zenginleştirin. Bu, hem lezzet hem de sunum açısından harika bir dokunuş olacak.
- Tatlıyı buzdolabında en az 1 saat dinlendirdikten sonra, kaşıkla servis edin ve keyifle tüketin! Afiyet olsun! https://canligundem.com/spoonful-tatlisi-tarifi/

Cilt Bakımında Gözenekleri Küçültmenin Yolları

Cilt Bakımında Gözenekleri Küçültmenin Yolları

Peeling


Salisilik asit (BHA) ve glikolik asit (AHA) içeren ürünler, cildin üst tabakasını nazikçe soyarak gözeneklerin derinlemesine temizlenmesine ve sıkılaşmasına yardımcı olur. Haftada 1-2 kez uygulayabileceğiniz nazik bir peeling ürünü ile ölü derilerden arınarak, cildinizin daha sağlıklı ve canlı görünmesini sağlayabilirsiniz.


Nemlendirme


Cildin su dengesini korumak, gözeneklerin daha küçük görünmesine katkıda bulunur. Özellikle yağlı ve karma cilt tipleri için hafif, su bazlı nemlendiriciler tercih etmek cildin yağ dengesini sağlamaya yardımcı olabilir.


Cilt Temizliği ve Bakımı


Cilt bakımında ilk adım, doğru temizlik ile başlamaktır. Yüzünüzü, cilt tipinize uygun bir temizleyici ile nazikçe yıkayın. Yağ bazlı ve su bazlı temizleyicilerin kombinasyonu ile çift aşamalı temizleme yöntemi uygulayabilirsiniz. Salisilik asit (BHA) veya niasinamid içeren bir tonik, gözeneklerin görünümünü azaltmaya ve cildin pH dengesini sağlamaya yardımcı olabilir.


Güneş Koruması


Güneş Koruması

Güneş kremi kullanmak, cilt üzerindeki güneş hasarını önleyerek, gözeneklerin genişlemesini engellemeye yardımcı olur. Her mevsim, bulundugunuz ortamda güneş koruyucu kullanmaya özen göstermelisiniz.


Maske ve Serum


Haftada 1-2 kez kil veya aktif kömür maskesi uygulayarak gözenekleri derinlemesine temizleyebilir ve sıkılaştırabilirsiniz. Niasinamid, gözeneklerin görünümünü küçültmeye yardımcı olurken, retinol hücre yenilenmesini artırarak cildin pürüzsüzleşmesine katkıda bulunur.


Sağlıklı Beslenme


Cilt sağlığınız için işe sağlıklı beslenmekle başlamalısınız. Dengeli bir beslenme düzeni, cildin nem dengesini korur ve daha parlak bir cilt elde etmenizi sağlar. Vitamin ve mineral açısından zengin gıdalar, cildinizin ihtiyaç duyduğu besinleri sağlayarak, genel cilt sağlığınızı iyileştirir.

https://canligundem.com/cilt-bakiminda-gozenekleri-kucultmenin-yollari/

Dünya Genelinde Vitamin ve Mineral Eksiklikleri: Nedenleri ve Çözümleri

Dünya Genelinde Vitamin ve Mineral Eksiklikleri: Nedenleri ve Çözümleri
Dünya Genelinde Vitamin ve Mineral Eksiklikleri

185 ülke üzerinde yapılan kapsamlı bir araştırma, The Lancet Global Health tarafından dünya nüfusunun yüzde 67'sinin iyot, kalsiyum, demir gibi vitamin ve mineralleri yeterli düzeyde almadığını ortaya koydu. Bütünleyici Sağlık ve Fonksiyonel Beslenme Uzmanı Melike Serengil Özçelik, bu vitamin ve mineral dengesizliğinin belirtileri ile nedenleri hakkında önemli bilgiler sundu.


‘Topraktan Besin Almak, Geçmişte Kaldı’

Halk sağlığı ve fonksiyonel beslenme alanında Amerika’da önemli çalışmalara imza atan Melike Serengil Özçelik, “Günümüzde birçok birey, yorgunluk, bağışıklık düşüklüğü, odaklanma problemleri ve kronik rahatsızlıklar gibi çeşitli belirtiler yaşarken, bu durumun altında yatan sebeplerden biri de vitamin ve mineral eksiklikleri olabiliyor. Eskiden insanlar, topraktan gelen doğal, besleyici ve katkısız gıdalarla beslenirken, günümüzde bu durum büyük ölçüde değişti” diye belirtti.


‘Vücudumuzun Besinleri Nasıl Kullandığı da Önemli’

Everglades Üniversitesi'nde ‘Halk Sağlığı ve Fonksiyonel Beslenme’ alanında yüksek lisans eğitimine devam eden Özçelik, “Modern yaşamda milyonlarca insan, farkında olmadan vitamin ve mineral eksikliği yaşıyor. Bu durumun temel nedenlerinden biri, modern tarım uygulamalarıyla topraklardaki besin değerinin azalmasıdır. Yoğun pestisit ve kimyasal gübre kullanımı, geçmişte bolca bulunan vitamin ve minerallerin sebze ve meyvelerdeki oranını düşürmüştür” dedi.


Özçelik, “Modern tarım teknikleri yüzünden topraklarımızdaki mineral oranları azaldı. American College of Nutrition Dergisi'nde yayımlanan bir araştırmaya göre, 1950-2000 yılları arasında topraktaki protein yüzde 6, kalsiyum yüzde 16, demir yüzde 15, B2 vitamini yüzde 38 ve C vitamini yüzde 15 oranında azalmıştır. Bu da, tükettiğimiz sebze ve meyvelerin besleyici değerlerinin eskiye göre çok daha düşük olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.


‘Vitamin ve Mineral Emilimi, Sadece Mide ve Bağırsaklardan İbaret Değil’

Özçelik, işlenmiş gıdaların yaygınlaşmasının da vitamin ve mineral eksikliklerine katkıda bulunduğuna dikkat çekerek, “Fast food, paketli gıdalar ve şekerli içecekler, vücudun ihtiyaç duyduğu temel besin öğelerini içermediği gibi, besin emilimini de olumsuz etkiliyor. Bağırsak sağlığının bozulması, mide asidi ve sindirim enzimlerinin yetersizliği gibi faktörler de vitamin ve mineral eksikliklerine yol açabiliyor. Fonksiyonel beslenme yaklaşımı, sadece ne yediğimizin değil, vücudumuzun besinleri nasıl kullandığının da önemli olduğunu vurguluyor. Bu bağlamda, vitamin ve mineral emilimi, yalnızca mide ve bağırsaklarla sınırlı değil; vücutta besinlerin emilimini ve kullanımını yöneten yüzlerce trilyon mikroorganizma bulunuyor” dedi.


Özçelik, “Bağırsak florasının dengesizliği, B12 vitamini ve demir gibi hayati besinlerin emilimini engelleyebiliyor. Modern yaşamın getirdiği hızlı ve stresli tempo da bu durumu daha da kötüleştiriyor. Kronik stres, magnezyum, B ve C vitamini gibi temel besin kaynaklarının hızla tükenmesine neden olabiliyor. Uzmanlar, günde en az 7-9 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğini belirtse de, birçok kişi bu hedefe ulaşamıyor. Dolayısıyla, yalnızca ne yediğimize değil, bu besinlerin vücutta nasıl işlendiğine ve yaşam tarzımıza da dikkat etmeliyiz” şeklinde ekledi.


‘Yeterince Vitamin ve Mineral, Birçok Sağlık Sorununun Önüne Geçebilir’

Vitamin ve mineral eksikliklerini mümkün olduğunca doğal gıdalardan karşılamanın önemini vurgulayan Özçelik, “Beslenme yoluyla vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alındığında, birçok sağlık sorununun önüne geçilebiliyor. Ancak günümüz besinlerinin yeterli içeriğe sahip olmaması, yoğun yaşam temposu ve çevresel faktörler nedeniyle takviye kullanımı da zorunluluk haline gelebiliyor. Takviye seçerken bilinçli davranmak büyük önem taşıyor. Arkadaş, komşu veya sosyal medyadaki tavsiyelere göre takviye almak, sağlığınızı riske atabilir. Çünkü herkesin metabolizması, sağlık geçmişi ve ihtiyaçları farklıdır. Takviye seçimi mutlaka bir uzman tarafından yapılmalı ve kişiye özel belirlenmelidir. Kalitesiz ve yanlış seçilmiş bir takviye, eksikliği gidermek yerine vücuda yeni bir toksik yük ekleyebilir. Piyasada emilim oranı düşük ve sağlığa zarar verebilecek birçok takviye ürünü bulunmaktadır. Bu nedenle, takviye alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Ürünün üçüncü taraf laboratuvar testlerinden geçtiğinden, içerdiği dozajların klinik olarak çalışıldığından, sentetik dolgu maddeleri veya yapay tatlandırıcılar içermediğinden ve tazelik ile üretim kalitesinin kontrol edildiğinden emin olmak gerekir” ifadelerini kullandı.


‘Beslenme Bilimi ile Halk Sağlığı Politikaları Arasındaki Boşluğu Kapatmayı Amaçlıyorum’

Topluluk sağlığını ve refahını artırmaya yönelik eğitim ve savunuculuk çalışmaları ile sorumluluk ilkesini benimsediğini belirten Melike Serengil Özçelik, "ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’ndeki eğitimlerime ek olarak, ABD’de geçirdiğim süre boyunca bütünleyici sağlık ve fonksiyonel beslenme, halk sağlığı üzerine eğitimler aldım. Buradan hareketle, FDA ve CDC gibi öncü kuruluşların düzenlemeleriyle ilgili gıda paketleme, vitamin ve mineral takviyesi, diyetle ilişkili kronik hastalıklar ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının oluşturulması gibi konular hakkında birçok makaleye imza attım. Kronik hastalıklarla mücadele için kanıta dayalı stratejileri teşvik ederek beslenme bilimi ile halk sağlığı politikaları arasındaki boşluğu kapatmayı hedefledim. APHA (American Public Health Association) ve NANP (National Association of Nutrition Professionals) gibi, alanımda öncü derneklerle aktif olarak çalışmaya devam ederek, eğitim ve savunuculuk yoluyla toplum sağlığını ve refahını iyileştirmeye kararlıyım. Katkılarım, hem bireysel hem de toplum düzeyinde daha sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik etmeye yönelik köklü bir bağlılığımı yansıtıyor” dedi.


Özçelik son olarak şunları söyledi:

“Tüm bu çalışmalarımın yanı sıra, çalıştığım kurumlarda kapsamlı sağlık protokolleri, kişiye özel terapötik yaklaşımlar, bütünsel sağlık entegrasyonu ve uygulamaların hayata geçirilmesini sağladım. Psikolojik uzmanlık ve fonksiyonel sağlık uygulamalarının birleştirilmesi yoluyla danışanlarımın refahını önemli ölçüde ilerlettim ve kamu sağlığı çerçevelerinde hem zihinsel hem de fiziksel sağlığın ele alınmasının öneminin giderek daha fazla anlaşılmasına katkıda bulundum. Çalışmalarım yalnızca bireysel yaşamları dönüştürmekle kalmadı. Aynı zamanda kapsamlı refahı teşvik etmeyi amaçlayan toplum sağlığı girişimlerini de etkiledi. Gelecek dönemde de toplumsal sağlığın iyileştirilmesi için çalışmalar yapmaya devam edeceğim.”

https://canligundem.com/dunya-genelinde-vitamin-ve-mineral-eksiklikleri-nedenleri-ve-cozumleri/

Brownie Kurabiye Tarifi

Brownie Kurabiye Tarifi

Malzemeler:


Brownie Kurabiye Tarifi

- 2 adet yumurta
- 1 paket vanilya
- Yarım paket kabartma tozu
- 4 yemek kaşığı kakao
- 1 çay bardağından biraz az şeker
- 1 çay bardağı ayçiçek yağı
- 2 su bardağı un
- Pudra şekeri (üzeri için)

Brownie Kurabiye Yapılışı:


- Geniş bir kapta 2 adet yumurtayı kırın. Üzerine şeker ve vanilyayı ekleyerek, karışım kabarcıklar oluşana kadar çırpın. Ardından ayçiçek yağını ekleyin ve karıştırmaya devam edin.
- Un, kabartma tozu ve kakaoyu ayrı bir kapta eleyin. Elediğiniz kuru malzemeleri sıvı karışıma ekleyin. Spatula veya elinizle karıştırarak, çok cıvık veya kuru olmayan, pürüzsüz bir hamur elde edene kadar yoğurun.
- Oluşan hamuru buzdolabında 1-2 saat dinlendirin. Ben, kullandığım kabı streç filmle kaplayarak yaklaşık 1.5 saat kadar beklettim.
- Fırını önceden düşük bir derecede (ben 150 derece) ısıtın. Bu arada hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın. Her bir topu pudra şekerine bulayıp, yağlı kağıt serili tepsiye dizin.
- Kurabiyeleri önceden ısıtılmış fırında 180 derecede yaklaşık 12 dakika pişirin. İç kısımları brownie kek gibi yumuşak olacak. Daha sert bir doku isterseniz, pişirme süresini kontrollü bir şekilde uzatabilirsiniz. Üst kısımlarının çatlak görünümü de lezzetini artıracak! Afiyet olsun!

Brownie Kurabiye Tarifi Fotoğraflı Yapılışı


Brownie Kurabiye Tarifi
https://canligundem.com/brownie-kurabiye-tarifi/

TikTok Akımı 12 Yaşındaki Çocuğun Hayatını Tehdit Etti

TikTok Akımı 12 Yaşındaki Çocuğun Hayatını Tehdit Etti

Sosyal medya platformlarında hızla yayılan akımlar, gençler ve çocuklar için ciddi tehlikeler doğurabiliyor. Son dönemde TikTok'ta popüler hale gelen "manyetik piercing" akımı, 12 yaşındaki Bobby'nin ölümüne neden olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına yol açtı. Arkadaşlarıyla oynarken yanlışlıkla manyetik topları yutan Bobby, acil bir ameliyatla hayata döndürüldü.


TikTok Akımı 12 Yaşındaki Çocuğun Hayatını Tehdit Etti

Oyun Oynarken Korkunç Bir Kaza


Bobby'nin annesi Hannah Amer, yaşadıkları korkunç olayı şöyle anlattı: "Bobby, arkadaşlarıyla oynarken küçük bir manyetik topu ağzına attı. Ancak top çok küçük olduğu için direkt boğazından aşağı kaydı. Hastaneye gittiğimizde röntgen çekildi ve biri göğsünde, diğeri bağırsağında olmak üzere iki top olduğu ortaya çıktı."


Acil Müdahale Hayat Kurtardı


TikTok Akımı 12 Yaşındaki Çocuğun Hayatını Tehdit Etti

Bobby, ailesi tarafından hemen hastaneye götürüldü ve acil bir ameliyata alındı. Üç saat süren zorlu bir operasyonla, doktorlar bağırsaklarındaki manyetik topları çıkarmayı başardı. Doktorlar, "Eğer birkaç saat daha bekleseydik, bağırsakları delinecek ve stoma torbası kullanmak zorunda kalacaktı." diyerek, küçük çocuğun yaşadığı tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi.


Ailelere Önemli Uyarılar


TikTok Akımı 12 Yaşındaki Çocuğun Hayatını Tehdit Etti

Olayın ardından Bobby'nin eğitim aldığı okulda manyetik topların kullanımı yasaklandı ve öğrenciler için bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Hannah Amer, "Hala çocukların bu oyuncakları yutmaya devam ettiğini görmek inanılmaz. Hatta evcil hayvanların da yuttuğunu duyuyorum. Oğlumun arkadaşları, bunları kaşlarının üstüne, dillerine hatta burunlarına koyuyormuş. Çok tehlikeli bir durum" diyerek tüm aileleri dikkatli olmaya çağırdı.


TikTok Akımı 12 Yaşındaki Çocuğun Hayatını Tehdit Etti
https://canligundem.com/tiktok-akimi-12-yasindaki-cocugun-hayatini-tehdit-etti/

17 Mart 2025 Pazartesi

Niğde Tahinlisi: Ramazan Sofralarının Vazgeçilmezi

Niğde Tahinlisi: Ramazan Sofralarının Vazgeçilmezi

Niğde’ye özgü coğrafi işaretli lezzetlerden biri olan 'Niğde tahinlisi', Ramazan ayının gelmesiyle birlikte iftar ve sahur sofralarında yoğun ilgi görmeye başladı. Ramazan döneminde Niğde'deki fırınlarda tahinli pide hazırlığı hız kazandı. 2020 yılında tescillenen bu eşsiz lezzet, sağlıklı yapısı ve uzun süre tok tutma özelliği ile kentin sahur sofralarının olmazsa olmazları arasında yer alıyor.


Niğde'de baba mesleğini sürdüren Murat Yenel, özenle hazırlanan tahinli pidenin tokluk hissi ve susatmayan yapısıyla dikkat çektiğini belirtti. Bayatlama süresi uzun olan bu pide için Türkiye'nin dört bir yanından sipariş aldıklarını ifade eden Yenel, "Bu mesleği sürdürmekten çok mutluyum. Babamdan devraldığım bu geleneği, onunla birlikte devam ettiriyorum. Tahinli pide, sahurda olmazsa olmaz bir lezzettir. Çay ve hoşafla birlikte tüketildiğinde, iftara kadar acıkmıyorsunuz. Diğer illerde de yapılıyor ama Niğde'ye özgü olan bu lezzet, gerçekten eşsiz. İşletmemde 500 gram tahinli pide fiyatı 100 lira. 24 saat boyunca müşterilerimize hizmet veriyoruz."


Esmer un, şeker, maya, su ve bolca tahin karışımından elde edilen hamurun belli dinlenme aşamalarından sonra 10 dakika fırında pişirilmesiyle hazırlanan tahinli pide, diğer illerden de büyük ilgi görüyor. Uzun bayatlama süresi sayesinde il dışından da yoğun talep alan Yenel, "Türkiye'nin her yerine kargo ile gönderim yapıyoruz. Nasıl ki Adana kebap, Adana'ya özgü bir lezzet ise, tahinli pide de Niğde'ye özgü bir lezzettir." şeklinde konuştu.


Niğde Tahinlisi: Ramazan Sofralarının Vazgeçilmezi

Yarım asırdır tahinli pide üreten Ali Rıza Yenel ise, "Ben, oğlum ve onun oğlu birlikte çalışıyoruz. Niğde dışında da üretiliyor ama en fazla üretilen yer Niğde. Tahinli pideyi açıp, sarıp, dinlendiriyoruz ve son aşamada fırına veriyoruz. Ramazan ayında talep oldukça fazla. Tok tutma özelliği ve herkesin yapmadığı bir lezzet olması nedeniyle yoğun ilgi görüyor."


Niğde Tahinlisinin Özellikleri


Niğde Tahinlisinin Özellikleri

- Lezzet: Tahin ve cevizin uyumuyla ortaya çıkan eşsiz bir lezzete sahiptir.
- Doyuruculuk: İçeriğindeki tahin ve ceviz sayesinde uzun süre tokluk hissi sağlar.
- Yöresellik: Niğde yöresine özgü bir lezzet olup, geleneksel yöntemlerle hazırlanır.
- Coğrafi İşaret: Niğde tahinlisi, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 27.10.2020 tarihinde tescillenmiş ve coğrafi işaret almıştır.

Niğde Tahinlisi Tarifi


Niğde Tahinlisi Tarifi

Malzemeler
Malzemeler

660 gram buğday unu

360 gram su

15 gram maya

15 gram tuz

1 kg tahin

Yalnızca şekerli Niğde Tahinlisi için 400 gram pancar şekeri


Yapılışı
Yapılışı

Niğde Tahinlisi yapımında kullanılacak şeker, şeker pancarından üretilmelidir. Sade ve şekerli her iki çeşit Niğde Tahinlisi de odunlu, gazlı veya elektrikli fırında pişirilebilir. Her dört Niğde Tahinlisine 1 kg mayalı hamur denk gelecek şekilde istenilen miktarda hamur hazırlanır. Hamur yaklaşık 30 dakika bekletildikten sonra parçalara ayrılarak usta mahareti ile kol üzerinde çevrilerek savan şeklinde açılır. Savan şeklinde açılan hamurun üzerine tahin dökülerek yayılır. Eğer Niğde Tahinlisi şekerli yapılacaksa, bu aşamada yaklaşık 100 g şeker tahinin üzerine serpilir. Üzerine tahin dökülmüş hamur rulo şeklinde sarılarak 30-40 dakika dinlenmeye bırakılır. Ardından rulo haline getirilmiş ürün kendi etrafında dolanarak daire şekline getirilir ve yaklaşık 30 dakika dinlenmeye bırakılır. Bu işlemlerden sonra her bir rulo 350-400 g ağırlığında olur. Dinlenme işlemi tamamlandıktan sonra sade Niğde Tahinlisi oval, şekerli Niğde Tahinlisi yuvarlak olacak şekilde 1 cm kalınlığında açılarak 180 °C’de odunlu, gazlı veya elektrikli fırında yaklaşık 20 dakika pişirilir.


Afiyet olsun...

https://canligundem.com/nigde-tahinlisi-ramazan-sofralarinin-vazgecilmezi/

Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse
Pantone Renk Enstitüsü 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse
Pantone Renk Enstitüsü 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

Her yıl, trend rengini açıklayan Pantone Renk Enstitüsü, 2025 yılı için duyusal ve rahatlatıcı bir sıcaklığa sahip, yumuşak bir kahverengi olan Mocha Mousse rengini belirledi. Duyulara ilham veren bu leziz renk, zamansız bir güzellik sunarken, moda standartlarına da çarpıcı bir bakış açısı kazandırıyor. Peki, Mocha Mousse'u dolaplarımızda nasıl kullanabiliriz? İşte detaylar...


Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

Küresel renk otoritesi ve profesyonel renk dili standartlarının sağlayıcısı PANTONE Renk Enstitüsü, 25 yıllık tarihinde ilk kez bir kahverengi tonunu yılın rengi olarak seçti. İddiasız bir klasik olarak öne çıkan yumuşak bir kahverengi tonunu vurgulayan enstitü, adında bile sıcak bir kahve kokusu yayarak 'Mocha Mousse' rengini 2025'in rengi olarak seçti.


Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

Kakao, çikolata ve kahve gibi lezzetli unsurları çağrıştıran bu yumuşak renk, klasik kahverenginin modern ve sofistike bir yorumu olarak karşımıza çıkıyor. 2025 yılının rengini oluşturan Mocha Mousse, doğallığı, zarafeti ve göz yormayan tonlarıyla büyük beğeni topluyor. Moda dünyasında da etkisini göstermeye başlayan bu renk ile gardıroplarınıza sıcak ve zengin bir dokunuş yapmak isterseniz, işte adım adım kılavuz...


Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

- SARAN VE KUCAKLAYAN BİR YUMUŞAKLIK

Moda endüstrisine 'zengin bir tarafsızlık' sunan Mocha Mousse, yumuşak ve göz yormayan bir lüksü altın tepside sunuyor. Bu özel ton, sütle buluşan hafif karamelize kahverengi rengini anımsatmakta ve sert, net çizgileri reddetmektedir. Bu noktada, kaşmir, kadife ve yün gibi yumuşak dokular Mocha Mousse ile harika bir uyum sağlayacaktır.


Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

- KALİTELİ BİR ŞIKLIK İÇİN 'DERİ' DETAYI

Mocha Mousse'un zengin tonu, deri detaylarla birleştiğinde kaliteli bir şıklık yaratır. Deri ceketler, çantalar veya ayakkabılar, bu rengin zarafetini ön plana çıkaracak mükemmel tamamlayıcılar olabilir.


Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

- TOPRAKLA UYUMLU RENKLERLE MUHTEŞEM HARMAN

Minimal ve dengeli görünümlerden hoşlanıyorsanız, Mocha Mousse'un huzur veren atmosferini nötr tonlarla birleştirebilirsiniz. Özellikle bej, beyaz, ekru ve kum rengi ile sadeliğe vurgu yaparak çabasız bir şıklık elde edebilirsiniz.


Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

- ZITLIKLARIN KARŞI KONULMAZ CAZİBESİ

Dinamik ve canlı renklerle kullanıldığında iddiasını baskın bir şekilde ortaya koyan Mocha Mousse, kırmızı, yeşil, mavi ya da sarı gibi renklerle bir arada kullanıldığında harika bir uyum yakalayacaktır. Dilerseniz tamamen kahve tonlarının ön plana çıktığı bir kombin oluşturarak tek bir 'canlı renk' kullanabilir ya da Mocha Mousse'u tek bir detayda tercih edebilirsiniz.


Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

- VURGU BAZEN AYAKKABILARDA BAZEN DE ÇANTADA!

Bu eşsiz renge zamansız bir yatırım yapmak isterseniz, Mocha Mousse tonunu yansıtan bir çift ayakkabı ya da şık bir çanta almak için doğru zaman! 2025 yılının rengi Mocha Mousse, her kombinle mükemmel bir uyum sağlayacak.


Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse

Pantone 2025 Yılı Rengini Açıkladı: Mocha Mousse
https://canligundem.com/pantone-2025-yili-rengini-acikladi-mocha-mousse/

Osmanlı Böreği Tarifi ve Püf Noktaları

Osmanlı Böreği Tarifi ve Püf Noktaları
Osmanlı Böreği: Gelenekten Sofralara
Osmanlı Böreği: Gelenekten Sofralara

Ramazan aylarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan Osmanlı böreği, artık Cezayir sokaklarını süsleyen bir tat haline geldi. Yüzyıllardır süregelen bu geleneksel tarifi evinizde denemek ister misiniz? Eğer cevabınız evet ise, yazımızı dikkatlice incelemelisiniz. Osmanlı böreği, genellikle kıymadan yapılmakla birlikte, damak zevkinize göre tavuk, patates ya da peynir gibi çeşitli iç malzemelerle de hazırlanabilir. Osmanlı döneminde halkın tanıştığı bu börek, sofralarda ara sıcak olarak oldukça sevilen bir lezzettir. Bazı insanlar bu böreği ekmek yerine çorbayla birlikte tüketirken, bazıları ise onu özel bir tat olarak ayrı bir şekilde yemeyi tercih ediyor. Ramazan aylarında sofralarda mutlaka yer bulan bu lezzet, pratik ve yapımı kolaydır. Osmanlı döneminde, yemek öncesinde iştah açıcı bir sunum olarak tercih edilirmiş.


Şimdi, Osmanlı böreğinin tarifine başlamadan önce, dikkat etmeniz gereken püf noktalarını paylaşalım!


Osmanlı Böreği Tarifi ve Püf Noktaları

- Yufkaları sütle ıslatırsanız, börekleriniz daha lezzetli olacaktır.
- Tepsiye yaydığınız yufkaların üzerine erimiş margarin ve biraz süt eklediğinizde, böreklerinizin lezzeti artar.
- Yumurta ve soda karışımını bir fırça yardımıyla yufkanın üzerine sürerseniz, börekleriniz yumuşak olacak ve puf puf kabaracaktır.
OSMANLI BÖREĞİ TARİFİ:

MALZEMELER


- 4 su bardağı un
- 3 yemek kaşığı sirke
- Yarım su bardağı yoğurt
- 5 yemek kaşığı sıvı yağ
- 1 çay kaşığı tuz
- Yeteri kadar su

Arasına sürmek için;


- Eritilmiş tereyağı

İç harcı için;


- 300 gram kıyma
- 4 tane kuru soğan
- 1 su bardağı mutfak robotundan geçirilmiş ceviz
- 1 tutam maydanoz
- 1 çay kaşığı tuz ve karabiber

Üzerine sürmek için;


- 1 adet yumurta sarısı
YAPILIŞI

Öncelikle hamuru hazırlamakla başlayın. Geniş bir kabın içine hamur için gerekli olan malzemeleri koyup iyice yoğurun. Hamurun üzerini kapatıp 15 dakika dinlendirin. Bu arada iç harcını tavada hafifçe kavurarak hazırlayın ve kenara alın. Dinlenen hamuru unlanmış bir mutfak tezgahının üzerine alın ve merdane ile ince bir şekilde açın. Açtığınız yufkanın üzerine eritilmiş tereyağını sürün, ardından yufkayı katlayıp tekrar açın. Yufkanın ortasına iç harcını koyun ve rulo şeklinde sarın. Rulo hamurunu üç veya dört parmak genişliğinde kesin. Yağlanmış fırın tepsisine dizin ve üzerlerine yumurta sarısını sürün. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, üstleri kızarana kadar pişirin. Sıcak olarak servis edebilirsiniz.


Osmanlı Böreği Tarifi ve Püf Noktaları

Afiyet olsun! https://canligundem.com/osmanli-boregi-tarifi-ve-puf-noktalari/

Marvel's Spider-Man 2 için Beşinci Güncelleme Yayınlandı

Marvel's Spider-Man 2 için Beşinci Güncelleme Yayınlandı

PlayStation konsollarında ilk olarak piyasaya sürülen ardından Nixxes stüdyosu tarafından PC platformuna taşınan Marvel's Spider-Man 2, güncellemeleriyle oyunculara daha iyi bir deneyim sunmaya devam ediyor. En son beşinci güncelleme, çok sayıda performans iyileştirmesi ile birlikte geliyor, bu sayede oyunu daha akıcı bir şekilde oynama imkanı sağlıyor.


Marvel's Spider-Man 2 için Beşinci Güncelleme Yayınlandı

Yeni güncellemenin detaylarına göz atacak olursak, şehirde dolaşırken daha az takılma sorunu ile karşılaşacağınız belirtiliyor. Eğer 8 GB bellek kapasitesinden daha düşük bir ekran kartına sahipseniz, bu güncelleme ile oyunu daha sorunsuz bir şekilde oynayabileceksiniz.


Ayrıca, yeni güncelleme Venom karakteri ile oynarken ve simbiyotlarla savaşırken yaşanan sinematik performansı da optimize ediyor. Ekran alanı yansımaları üzerinde yapılan iyileştirmeler sayesinde, geniş su birikintilerine baktığınızda daha az görsel sorunla karşılaşacaksınız.


Nixxes, bu yeni güncellemenin genel performansı iyileştirdiğini ve oyunun daha kararlı bir hale geldiğini ifade ediyor. Ek olarak, DLSS Ray Reconstruction için de ekstra düzeltmeler içeriyor. Işın izleme seçeneklerine yönelik yapılan çeşitli iyileştirmelerle birlikte, oyuncuların deneyimi önemli ölçüde geliştirilmiş durumda.

https://canligundem.com/marvels-spider-man-2-icin-besinci-guncelleme-yayinlandi/

Dronelar ve Drone Ehliyeti: Bilmeniz Gerekenler

Dronelar ve Drone Ehliyeti: Bilmeniz Gerekenler
Dronelar ve Drone Ehliyeti
Dronelar ve Drone Ehliyeti

Dronelar, günümüzde yalnızca hobi amaçlı kullanımın ötesinde, ticari faaliyetlerde, fotoğrafçılık, videografi gibi çeşitli alanlarda da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak, belirli bir ağırlığın üzerindeki droneların kullanımı için Türkiye’de yasal olarak drone ehliyeti almak gerekmektedir. Bu makalede, drone ehliyeti almanın adımları, hangi durumlarda gerekli olduğu ve başvuru süreci hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz.


Drone Ehliyeti Nedir?

Drone ehliyeti, belirli bir ağırlığın üzerindeki insansız hava araçlarını (İHA) kullanabilmek için alınması gereken resmi bir belgedir. Türkiye’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından belirlenen kurallara göre, ticari veya belirli amaçlar doğrultusunda drone kullanmak isteyen bireylerin drone ehliyeti alması zorunludur. Bu ehliyet, drone kullanımı sırasında hem güvenliği sağlamak hem de yasal prosedürlere uygun hareket edilmesini temin etmek amacıyla verilir.


Drone Ehliyeti Almanın Şartları Nelerdir?

Drone ehliyeti alabilmek için bazı şartları yerine getirmeniz gerekmektedir. Bu şartlar, dronenin kullanım amacı ve ağırlığına göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak drone ehliyeti almanın şartları şu şekildedir:


- 18 Yaşını Doldurmuş Olmak: Ticari drone ehliyeti almak isteyen kişilerin en az 18 yaşında olması gerekmektedir.
- Kimlik Belgesi: Drone ehliyeti başvurusu sırasında kimlik belgesi sunulması zorunludur.
- Sağlık Durumu: Adayların, drone kullanımı için gerekli fiziksel ve zihinsel yeterliliğe sahip olmaları beklenir. Sağlık raporu talep edilebilir.
- Eğitim Tamamlamak: SHGM tarafından onaylı bir drone eğitimi almış olmak gerekmektedir. Bu eğitimde, drone kullanımı, hava trafik kuralları, güvenlik ve yasal gereklilikler hakkında detaylı bilgi verilir.
Drone Ehliyeti Ne Zaman Gerekir?

Drone ehliyeti, dronenin kullanım amacına ve ağırlığına bağlı olarak gereklidir. Türkiye’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından belirlenen kurallar doğrultusunda, aşağıdaki durumlarda drone ehliyeti alınması zorunludur:


- 500 gramın üzerindeki dronelar: Eğer drone 500 gramın üzerinde bir ağırlığa sahipse ve ticari amaçlarla kullanılacaksa, drone ehliyeti almak zorunludur.
- Ticari Amaçlı Kullanım: Droneların ticari faaliyetlerde (fotoğrafçılık, videografi, haritalama vb.) kullanılması durumunda, kullanıcıların ticari drone ehliyeti alması gerekmektedir.
- Belirli Alanlarda Uçuş: Droneların şehir merkezleri, havaalanları veya askeri bölgeler gibi hassas alanlarda uçurulabilmesi için özel izinler ve drone ehliyeti gereklidir.
Drone Ehliyeti Nasıl Alınır?

Drone ehliyeti almak için, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yetkilendirilmiş bir eğitim merkezine kayıt olmanız gerekmektedir. İşte adım adım drone ehliyeti alma süreci:


- Drone Eğitim Kursuna Kayıt Olun: İlk adım, SHGM tarafından onaylı bir eğitim merkezine kayıt olmaktır. Bu kurslar, drone kullanımıyla ilgili hem teorik hem de pratik eğitimler sunmaktadır. Kurs süresi ve içeriği, alacağınız drone ehliyeti türüne göre değişiklik gösterebilir.
- Teorik ve Pratik Eğitim Alın: Kurs sürecinde, drone uçurmanın teknik detayları, hava sahası yönetimi, yasal prosedürler ve güvenlik önlemleri gibi konular öğretilir. Teorik eğitimlerin ardından, pratik eğitimlerle drone kullanma becerilerinizi geliştirirsiniz. Bu eğitimlerde farklı hava koşullarında ve çeşitli durumlarda drone kullanma deneyimi kazanırsınız.
- Sınavlara Girin: Eğitim sürecini tamamladıktan sonra, hem teorik hem de pratik sınavlara girmek gerekmektedir. Bu sınavlarda başarılı olmanız durumunda drone ehliyeti almaya hak kazanırsınız.
- Ehliyet Başvurusunda Bulunun: Sınavları başarıyla tamamladıktan sonra, SHGM’ye başvurarak drone ehliyeti talep edebilirsiniz. Başvuru sırasında kimlik belgesi, eğitim sertifikası ve diğer gerekli belgeleri sunmanız gerekecektir.
- Drone Ehliyetinizi Teslim Alın: Başvurunuzun onaylanmasının ardından drone ehliyetiniz size teslim edilir. Bu ehliyet, Türkiye’de yasal olarak drone kullanmanıza olanak tanır ve ticari faaliyetlerinizde geçerli bir belgedir.
Drone Ehliyeti İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

Drone ehliyeti almak için başvuru sırasında sunmanız gereken belgeler şunlardır:


- Kimlik fotokopisi
- Drone eğitim sertifikası
- Sağlık raporu (gerekli durumlarda)
- Vesikalık fotoğraf
- Başvuru formu

Bu belgelerle birlikte SHGM’ye başvurarak drone ehliyeti başvurunuzu tamamlayabilirsiniz.


Ticari Drone Ehliyeti ve Hobi Amaçlı Kullanım

Ticari drone ehliyeti, genellikle ticari faaliyetlerde drone kullanmak isteyen kişiler tarafından alınır. Ancak hobi amaçlı drone kullananlar için de belirli ağırlığın üzerindeki dronelarda ehliyet gerekebilir. 500 gramdan hafif dronelar ile hobi amaçlı uçuş yapmak için ehliyete ihtiyaç duyulmaz, ancak belirlenen kurallar çerçevesinde uçulması zorunludur. Ticari drone ehliyeti ise, fotoğrafçılık, videografi, haritacılık, tarım ve benzeri ticari faaliyetler için gereklidir.


Drone Ehliyeti Almanın Avantajları

Drone ehliyeti almak, drone kullanımını daha güvenli ve yasal hale getirir. Ehliyet sahibi olmanın başlıca avantajları şunlardır:


- Yasal Güvence: Drone ehliyeti, ticari ve belirli bölgelerde uçuş yaparken yasal bir zorunluluktur. Ehliyet sahibi olmak, olası cezalardan kaçınmanızı sağlar.
- Güvenli Uçuş: Eğitim sürecinde aldığınız bilgiler ve kazandığınız deneyim sayesinde, daha güvenli ve kontrollü bir şekilde drone kullanabilirsiniz.
- İş Fırsatları: Ticari drone ehliyeti, özellikle fotoğrafçılık, videografi ve haritacılık gibi alanlarda iş imkanlarını artırır. https://canligundem.com/dronelar-ve-drone-ehliyeti-bilmeniz-gerekenler/

16 Mart 2025 Pazar

UCLA Araştırması: Stres ve Obezitenin Kanser Üzerindeki Etkileri

UCLA Araştırması: Stres ve Obezitenin Kanser Üzerindeki Etkileri

UCLA Araştırması: Stres ve Obezite Kanserle İlişkili


California Los Angeles Üniversitesi (UCLA) bilim insanları, stresle ilişkili nörotransmitterlerin ve obeziteyle bağlantılı hormonların, kanser hücrelerinin büyümesini teşvik eden CREB adlı proteini aktive ettiğini ortaya çıkardı. Bu önemli keşif, kanser araştırmalarında yeni bir perspektif sunuyor. Araştırmada, yüksek yağlı diyetle beslenen farelerde pankreas kanseri öncesi lezyonların gelişme olasılığının arttığı gözlemlendi. Ayrıca, sosyal izolasyon yoluyla stres seviyeleri yükseltildiğinde, bu lezyonların daha da büyüdüğü tespit edildi.


Özellikle dişi farelerde stresle ilişkili kanser riskinin daha belirgin olduğu vurgulandığı bu çalışma, stresin cinsiyete bağlı etkilerinin de irdelendiği bir alan sunmaktadır.


İlaçlar Kanser Riskini Azaltabilir mi?


Araştırmacılar, stresle ilişkili kanser büyümesini azaltmak amacıyla yüksek tansiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılan beta-bloker ilaçların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini öneriyor. Beta-adrenerjik reseptörler olarak bilinen bu ilaçların, stres kaynaklı kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebileceği düşünülüyor. Bu bağlamda, daha fazla klinik araştırma ve deney gereklidir.


ABD'deki en ölümcül kanser türlerinden biri olan pankreas kanseri, gibi düşük bir beş yıllık hayatta kalma oranına sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Bu durum, hastalığın erken teşhisinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. İsrail'deki Alpha Tau Medical’de radyasyon onkoloğu ve profesör Dr. Robert Den, pankreas kanserinin en büyük zorluklarından birinin, hastalığın genellikle çok geç evrede tespit edilmesi olduğunu belirtiyor. Bu nedenle, erken teşhis ve önleyici tedbirlerin alınması kritik bir öneme sahiptir.


Bu yeni çalışma, stres yönetimi ve sağlıklı beslenmenin kansere karşı korunmada önemli bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, obezite ve stresin kanser üzerindeki etkilerini azaltmak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, toplum sağlığını korumak amacıyla stres yönetimi ve sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesi gerektiği sonucuna varılıyor.

https://canligundem.com/ucla-arastirmasi-stres-ve-obezitenin-kanser-uzerindeki-etkileri/

Küba'ya Seyahat Rehberi: Ulaşım, Vize ve En Uygun Zaman

Küba'ya Seyahat Rehberi: Ulaşım, Vize ve En Uygun Zaman

Küba Nerede?


Küba, Amerika Kıtası'nın sıcak ve renkli Karayipler bölgesinde yer alan bir ada ülkesidir. Harita üzerinde bakıldığında, ABD'nin Florida eyaletinin güneyinde ve Meksika Körfezi'nin giriş noktasında konumlanmıştır. Küba, ABD'ye sadece 180 km uzaklıkta bulunmakta olup, bu da onu ulaşılması kolay bir seyahat noktası haline getirmektedir.


Küba'ya Nasıl Gidilir?


Turkuaz rengi denizleri ve bembeyaz kumsalları ile ünlü Küba'ya ulaşım oldukça rahattır. Türk Hava Yolları'nın düzenlediği tarifeli seferlerle, direkt uçuş seçenekleri bulunmaktadır. Yaklaşık 13 saat süren bu uçuşlar sonrasında, Küba'nın başkenti Havana'ya doğrudan iniş yapılmaktadır. Ayrıca, Küba'ya gitmek isteyenler için Madrid, Paris ve Amsterdam gibi Avrupa şehirlerinden de aktarmalı seferler mevcuttur. Bu aktarmalarla birlikte toplamda yaklaşık 20 saatlik bir yolculukla Küba'ya ulaşmak mümkündür.


Küba'ya seyahat etmek isteyenlerin unutmaması gereken en önemli noktalardan biri, mutlaka Küba vizesi alınması gerektiğidir. Seyahat için en ideal dönem, genellikle Mart ve Nisan ayları olarak kabul edilir. Tropikal iklimi nedeniyle Haziran'dan Eylül'e kadar olan dönemde şiddetli yağışlar yaşanabilir ve bu nedenle bu aylardan kaçınılması tavsiye edilir.


2016 yılının Aralık ayından itibaren, Türk Hava Yolları Küba'ya direkt uçuşlar başlatmıştır. Dönüş yolculukları için genellikle Venezuela'nın Karakas kentine uğranmakta ve ardından İstanbul'a devam edilmektedir. Ayrıca, aktarmalı uçuşları tercih edenler için British Airways, Air France ve Aeroflot gibi uluslararası hava yolları da kullanılabilir.

https://canligundem.com/kubaya-seyahat-rehberi-ulasim-vize-ve-en-uygun-zaman/

Boşanma Davalarında Yeni Yaklaşımlar ve Ailelere Etkileri

Boşanma Davalarında Yeni Yaklaşımlar ve Ailelere Etkileri

Boşanma davalarının hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlanabilmesi amacıyla Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni düzenlemeler, günümüzde önemli bir gündem maddesi haline geldi. Uzman Psikolog Serkan Yükcü, bu konuyu ele alarak aileler üzerindeki potansiyel etkilerini ve faydalarını değerlendiren bir yazı kaleme aldı. Özellikle AK Parti grubunun boşanma, nafaka ve velayet konularını ayrı ayrı davalar olarak ele alma yönündeki yasa çalışmaları, toplumda geniş bir yankı bulmuş durumda.


Boşanma Davalarında Yeni Yaklaşımlar ve Ailelere Etkileri

Bu bağlamda, çocukların ve ailelerin menfaatleri açısından sürecin derinlemesine incelenmesi ve toplumun bu konuda bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır. İşte bu kritik noktada, aile hukuku alanında uzmanlaşmış Aile Mahkemesi Uzmanlarının görüşlerine başvurmak ve onların deneyimlerinden yararlanmak gereklidir.


Boşanma Davalarında Yeni Yaklaşımlar ve Ailelere Etkileri

Yeni Yasa Düzenlemesinin Toplumsal Faydaları:
- SÜREÇLERİN HIZLANMASI

Boşanma ve velayet davalarının ayrılması, her bir sürecin daha hızlı ve etkili bir şekilde sonuçlanmasına olanak tanıyabilir. Boşanma davası, evlilik bağlarının sona ermesi üzerine odaklanırken, velayet davası çocukların geleceğiyle ilgili olabilecektir. Bu ayrım, mahkemelerin daha çabuk karar vermesine yardımcı olabilir.


Boşanma Davalarında Yeni Yaklaşımlar ve Ailelere Etkileri

- ÇOCUKLARIN MENFAATLERİ ÖNCELENİYOR

Velayet davalarının ayrı bir süreç olarak ele alınması, çocukların yararlarının daha detaylı ve titiz bir şekilde incelenmesine olanak tanıyabilir. Bu durum, çocukların psikolojik ve fiziksel ihtiyaçlarının daha iyi bir şekilde karşılanmasına katkı sağlayabilir.


- TARAFLARIN PSİKOLOJİK YÜKÜNÜN AZALTILMASI

Boşanma süreci, taraflar için zaten stresli bir dönemdir. Velayet davalarının ayrı bir süreç olarak yürütülmesi, tarafların bu dönemde daha az baskı hissetmelerini ve daha sağlıklı kararlar almalarını sağlayabilir.


Boşanma Davalarında Yeni Yaklaşımlar ve Ailelere Etkileri

- HUKUKİ NETLİK VE ADALETİN SAĞLANMASI

İki davanın ayrılması, hukuki süreçlerin daha net ve anlaşılır olmasına katkıda bulunabilir. Bu durum, tarafların haklarını daha iyi anlamalarına ve adaletin daha etkili bir şekilde sağlanmasına yardımcı olabilir.


- MAHKEMELERİN YÜKÜNÜN AZALTILMASI

Boşanma ve velayet davalarının ayrılması, mahkemelerin iş yükünü hafifletme potansiyeline sahiptir. Bu, diğer davaların da daha hızlı bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olabilir.


- UZLAŞMA VE ARABULUCULUK FIRSATLARININ ARTIRILMASI

Velayet davalarının ayrı bir süreç olarak ele alınması, taraflar arasında uzlaşma ve arabuluculuk imkanlarını artırabilir. Bu, özellikle çocukların menfaatleri açısından daha olumlu sonuçlar elde edilmesine yardımcı olabilir.


- TOPLUMSAL DUYARLILIK VE FARKINDALIĞIN ARTIRILMASI

Bu tür bir düzenleme, toplumda boşanma ve velayet süreçlerine ilişkin farkındalığı artırabilir. Ailelerin ve bireylerin bu süreçlerde daha bilinçli hareket etmelerine yardımcı olabilir.


Boşanma aşaması, aileler açısından genellikle bir son değil, birikimlerin patladığı bir dönüm noktasıdır. Taraflar, evlilik birliği içinde sıkça birbirlerini yıpratırken, aynı zamanda ortak çocukların da psikolojik anlamda zarar görmesine neden olabilmektedir. Boşanma süreci, tüm bu olumsuz etkilerin yoğunlaştığı bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocukların psikolojik durumu, ebeveynlerin bencil tutumları nedeniyle mahkeme süreçlerinde daha fazla zarar görebilmektedir. Ancak, yapılması planlanan bu düzenleme ile iki yetişkin arasındaki sürecin çocuklardan ayrılması ve daha sağlıklı, hızlı kararların alınması hedeflenmektedir.


Boşanma Davalarında Yeni Yaklaşımlar ve Ailelere Etkileri

AK Parti'nin bu yasa hazırlığı, boşanma ve velayet süreçlerinin daha adil, etkili ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlayarak toplumun genel refahına katkıda bulunabilir. Tabii ki, bu tür düzenlemelerin başarılı olabilmesi için uygulama aşamasında da titiz ve dikkatli bir yaklaşım sergilenmesi gerekmektedir.


Sevgiyle Kalın;
Uzman Psikolog Serkan YÜKCÜ

https://canligundem.com/bosanma-davalarinda-yeni-yaklasimlar-ve-ailelere-etkileri/

Biberiye Çayı ile Zayıflama: 7 Günde 3 Kilo Verin

Biberiye Çayı ile Zayıflama: 7 Günde 3 Kilo Verin
Biberiye Çayı ile Zayıflama
Biberiye Çayı ile Zayıflama

Kilo verirken bazı insanlar hazımsızlık ve kabızlık gibi sindirim sorunlarıyla başa çıkmakta zorlanır. Bu gibi durumlarda biberiye çayı, sindirim sistemine iyi gelen bir içecek olarak öne çıkmaktadır. Ödem attırıcı özellikleri sayesinde zayıflamaya yardımcı olabilir. Özellikle kış mevsiminde alınan fazla kiloları vermek ve inatçı ayva göbeğinden kurtulmak isteyenler için biberiye çayı oldukça faydalı bir seçenektir. Son dönemde sosyal medyada sıkça önerilen bu çay, sağladığı sağlık faydalarıyla da dikkat çekmektedir.


Biberiye, yemeklerde baharat olarak da kullanılan bir bitkidir ve yağ yakımını destekleyici etkisi vardır. Vücuttan ödemin hızlı bir şekilde atılmasına yardımcı olur. Fazla kilolarından kurtulmak isteyenlerin imdadına yetişen biberiye çayı, aynı zamanda mide ve bağırsak sağlığına da olumlu katkılar sağlamaktadır. İşte 7 günde 3 kilo vermenize yardımcı olabilecek biberiye çayının yapılışı ve tüketimi hakkında bilmeniz gerekenler:


Biberiye Çayı ile Zayıflama: 7 Günde 3 Kilo Verin

Biberiye Çayı Nasıl Yapılır?

Biberiye çayı hazırlamak oldukça basittir. Öncelikle suyu kaynatın. Kaynayan suyu bir bardağa dökün ve üzerine taze biberiye yaprakları veya 1 tatlı kaşığı kurutulmuş biberiye ekleyin. Çayın demlenmesi için bardağı bir kenara alın ve yaklaşık 5 dakika bekletin. Daha sonra, çayın suyunu süzerek içebilirsiniz. İsterseniz tatlandırmak için çayın içine bir çubuk tarçın ekleyerek farklı bir lezzet elde edebilirsiniz.


Biberiye Çayı Kilo Verdirir mi?

Diyetisyenler tarafından önerilen biberiye çayı, düzenli tüketimle kilo vermenize yardımcı olabilir. Günde 1 fincan biberiye çayı içerek, 1 haftada 3 kilo vermek mümkündür. Ancak bu sürecin daha etkili olabilmesi için spor yaparak ve sağlıklı bir beslenme planına uyarak desteklemeniz önerilir.


Biberiye Çayı Ne Zaman İçilmeli?

Antioksidan özelliklere sahip olan biberiye çayının, aç karnına sabahları tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Günde 2 fincana kadar içebilirsiniz. Ayrıca, biberiye çayını soğuk olarak da tüketmek mümkündür. Ağrı kesici etkisiyle bilinen bu çayın, düzenli olarak yaklaşık 2-3 hafta boyunca tüketilmesi önerilmektedir.


Önemli Not:

Bu içerik yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Kilo verme süreci için mutlaka bir uzman görüşü alınmalı ve bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.


Biberiye Çayı ile Zayıflama: 7 Günde 3 Kilo Verin
https://canligundem.com/biberiye-cayi-ile-zayiflama-7-gunde-3-kilo-verin/